AD ASTRA PER ASPERA

 

 

 

 

 

 

 

Perşembe, Şubat 09, 2006
HASRET

Hasret ışıklarını söndürmüş bir geminin okayanusun karanlığında ağır yol

gidişidir.Özlemek sözcüğü yanında tüy gibi hafif kalır.Hasret o ışıkları sönük
geminin pruvasında tek başına ünlem gibi dikilen isimsiz tayfanın yalnızlığıdır.
Gecenin rüzğarı hayallerini savurur, her öfke bir umutsuzluğa denk düşer.
Bütün aynalarda aynalarda yanlış yüzler, uzaklarda bir deprem uğultusu,
saatler infilak eder, çılgınlık ömrümüzün en büyük zarureti.

Hasret pişmanlığın içimizde uzayan gölgesidir, hırçın ve asi bir tutkunun hiç
söylenmemiş ismi. Uçsuz göklerin son parlak yıldızıdır hasret, karanlıkların
içinden büyük bir hızla kayıp gider, düştüğü son yer mutlaka bir başka
insanın yüreği bazende içli ve derin bir ney sesi. Tıpkı o büyük ustanın
dediği gibi “İnsan ney dinlerken ölebilir”
 
posted by S.Gabriel at 6:27 ÖS |


0 Comments: