Uzun zaman önce; dünya yaratılmadan, insanlar, dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın oturuyorlarken, Saflık, ortaya bir fikir atmış: "Neden saklambaç oynamıyoruz?" Hepsi, bu fikri beğenmis ve hemen çılgın Çılgınlık, bağırmış: "Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum!" Başka hiç kimse, Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3 ....Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar.Şefkat, Ay'ın boynuzuna asılmış;İhanet, çöp yığınının içine girmiş; Sevgi, bulutların arasına kıvrılmış;Yalan, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş, çünkü gölün dibine saklanmış;Tutku, dünyanın merkezine gitmiş;Para hırsı, bir çuvalın içine girerken, çuvalı yırtmış.Çılgınlık, saymaya devam etmiş, 79, 80, 81, 82..... Aşkın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar, o ana kadar zaten saklanmış. Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş. Bu, bizi şaşırtmamalı; çünkü hepimiz, Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.Çılgınlık, 95, 96, 97... 'ye gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk sıçrayıp, güllerin arasına girmiş ve saklanmış.Çılgınlık bağırmış "Sağım solum sobedir, geliyorum!", ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış, çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkat'i, ayın boynuzunda görmüş, ve İhaneti çöplerin arasında; Sevgiyi, bulutların arasında; Yalanı, gölün dibinde, ve Tutkuyu, dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç.Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı huyu bulamamış, derken Haset, bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış: "Aşkı bulamıyorsun, O, güllerin arasında saklanıyor."Çılgınlık, çatal seklinde tahta bir sopa almış, güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından, iki sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık, Aşkı bulmak için heyecandan, Aşkın gözlerini, çatal sopa ile kör etmiş. "Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? diye bağırmış. "Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim?"Aşk cevap vermiş, "Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin."Ve o günden beri, Aşkın gözü kördür ve her zaman Çılgınlık yanındadır...